-
1 zaman
zaman [zɑmɑ(ː)n]1. subst Zeit f; Zeitalter n; GR Tempus n; Saison f; MUS, TECH Takt m;zaman eki Tempussuffix n;zaman kollamak die richtige Zeit abwarten;zaman öldürmek sich (D) die Zeit totschlagen;zaman zarfı GR Zeitadverb n;-e zaman vermek die Zeit erübrigen für;-in zamanı geçmek v/unp die Zeit ist vorbei für;-i zamana bırakmak der Zeit überlassen A;zaman geçtikçe, zamanla mit der Zeit;zamanında rechtzeitig;bu zamanda heutzutage;gel zaman, git zaman im Laufe der Zeit;az zaman sonra bald darauf;bir zaman(lar) einst, einmal;hiçbir zaman nie(mals);kimi zaman zeitweise, zuweilen;ne zaman? wann?;ne zamandan beri? seit wann?;o zaman damals; dann, in diesem Fall(e);zamanında zur rechten Zeit;zaman zaman von Zeit zu Zeit, dann und wann;zamanla yarışma Wettlauf m gegen die Zeit2. -diği zaman konj als; wenn
См. также в других словарях:
zaman kollamak — 1) bir işin sırasını beklemek 2) uygun bir fırsat beklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zaman — is., Ar. zamān 1) Bir işin, bir oluşun içinde geçtiği, geçeceği veya geçmekte olduğu süre, vakit Zaman geçtikçe hafifleyecek yerde, daha ziyade ağırlaşan bir vicdan azabı duyarım. Ö. Seyfettin 2) Bu sürenin belirli bir parçası, vakit Efendiler,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
fırsat kollamak (veya gözlemek) — yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek Sonra fırsat kollamasını biliyordu ve tekme yapıştıracak, çelme takacak zamanı içgüdülerin şaşmazlığıyla seçiyordu. T. Buğra … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözetmek — i 1) Korumak, bakmak, özen göstermek, himaye etmek Büyük kardeşler küçükleri gözetir. 2) Önem vermek, göz önünde bulundurmak, ayrı tutmak 3) nsz Kollamak, beklemek Fırsat gözetmek. Uygun bir zaman gözetmek. 4) Bir sonuca giderken bütün ayrıntı ve … Çağatay Osmanlı Sözlük